Kanser Nedir ?

Kanser Nedir ?

ABD'de her yil 1 milyon kisi bir tip kanser tanisi almaktadir. Ülkemizde ise her yil 150 bin kisinin kansere yakalandigi tahmin edilmektedir. Kanser, kardiovasküler sistem hastaliklari ile birlikte en sik ölüm sebebidir.

 

Neoplazi; yeni gelisme, Neoplazm ise yeni gelisim anlamini tasimaktadir.

Tümör orjinalinde iltihap sebebiyle olan sislik anlamini tasimaktadir. Fakat zaman içerisinde tümör'ün nonneoplastik anlamda kullanimi kaybolmus ve neoplazm ile ayni anlamda kullanilir olmustur.

 

Oncology (Yunanca oncos=tümör) tümör veya neoplazi çalismasi anlamina gelmektedir.

Kanser ise tüm malign tümörler için kullanilan bir tanimdir. Eski kulanimi hakkinda kesin bilgi olmamasina ragmen muhtemelen kanserin çevre dokulara yapismasini tarifen, Latince yengeç kelimesinden türemistir.

 

Tümörler ikiye ayrilir;

1- Benign tümörler,

2- Malign tümörler.

 

Benign-malign tümör (neoplazi)'lerin karakteristikleri;

Diferansiasyon (köken alinan dokuya benzeme); Köken alinan dokuya morfolojik ve fonksiyonel olarak ne kadar benzediklerini belirtir. Genel olarak tüm benign tümörler iyi diferansiyedir, yani köken aldiklari dokuya çok benzerler. Malign neoplaziler ise az veya genellikle benign neoplaziler kadar olmasada, çok benzeyebilirler.

Büyüme hizi; Çogu benign tümör yillar içerisinde yavas ilerler. Çogu malign tümör ise hizli ilerler. Genel olarak tümörlerin büyüme hizi diferansiasyonla korele gider. Yani tümör ne kadar az diferansiye ise o kadar hizli gelisir.

Lokal invazyon (Bulundugu yere yapisma); Hemen tüm benign tümörler çevre dokulari ittirerek büyüdükleri için iyi sinirlidirlar ve çevreden kolayca siyrilabilirler. Malign tümörler ise çevre dokularin içerine dogru ilerledigi (invaze oldugu) için çevre organ ve dokulara yapisirlar ve cerrahi olarak ayrilmalari zordur.

Metastazis (Uzak organlara siçrama); Malign neoplazmlar lenfatik ve kan damarlari yolu ile uzak organlara siçrayabilir. Cerrahi sonrasi tümör tamamiyle çikartilabilmis olsada çogu kansere uygulanan radyoterapi (isin tedavisi) tümörün çiktigi alandaki, kemoterapi (ilaç tedavisi) ise damar ve lenfatiklerde olmasi olasi hücreleri öldürerek metastazi önleme amacini tasimaktadir. Hernekadar bununda birkaç istinasi bulunmakla beraber kural olarak benign tümörler metastaz yapmazlar.

 

Tüm bunlarin sebebi kanser hücrelerinin kontrolsüz olarak çogalmasidir. Normalde canlilarda deri, sindirim sistemi epiteli devamli olarak ölen hücrelerin dökülmesi ve yenilerinin onun yerini almasi ile devinim halindedir. Hatta karacigerden bir parça alinacak olsa kalan karaciger dokusu bu kismi tamamlamak üzere çogalmakta ve eksik kisim yerine konduktan sonra çogalma islemi durmaktadir. Ancak kanser hücrelerinde bu kontrol kaybolmustur.

 

Kültürde, normal hücreler komsu hücrelere yapisarak iliskilerini devam ettirirler. Bu yapisma (adhezyon) noktalarinda hücrelerde elektronca yogun bir plak olusur. Bununla birlikte, hücrelerin ameboid uzantilarinda yavaslama ve durma görülür. Bu olaya kontak inhibisyon denir. Bu sekilde, hücre bölünmesi kontrol edilir. Deneysel olarak, normal hücreler bir kültür ortaminda kendilerine saglanan ortam sartlari ne kadar iyi olursa olsun kontak inhibisyon nedeniyle tek tabaka olusturduktan sonra daha fazla çogalmazlar. Çünkü, bölünme sinirli sayida olur. Fakat, kanser hücreleri sürekli çogalarak birkaç tabakali düzensiz kitleler olustururlar. Bu da kanser hücrelerinde kontak inhibisyon kaybi oldugunu göstermektedir.

 

Kanser nasil olusur;

 

Iki sebep söz konusudur.

1- Kalitsal faktörler; yani canlinin genleri ile tasidigi ve nesilden nesile aktarilan kanserlerdir.

2- Çevresel faktörler; Kanserlerin yaklasik %80-90’i çevresel faktörler tarafindan meydana gelir ve önlenebilme potansiyeli vardir. Kalitim yoluyla kanser meydana gelme olasiligi çevresel faktörlere oranla çok daha azdir.

Bunlar; x-isinlari, uv (ultraviyole-morötesi) isinlari gibi fiziksel ve bazi ilaçlar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kimyasal faktörlerin yaninda virüsler de biyolojik olarak normal karaktere sahip bir hücre kültürünü transforme ederek kanser olusturabilirler.

 

 

 

Kimyasal karsinojenler, tümörü ya uygulandigi yerde (örn: cilt) veya absorbe edildigi yerde (örn: bagirsak) ya da metabolizmanin durumuna göre karaciger, böbrek gibi organlarda, bazen de direkt olarak alakasi olmayan bir yerde meydana getirirler. Fakat, karsinojene maruz kalma kanser olusturmak için tek basina bir sebep degildir. Karsinojenler ancak uygun yer ve zamanda kanser olusturabilirler.

 

Sayabilecegimiz bazi kimyasal karsinojenler sunlardir:

 

¨Hidrokarbonlar: baca temizleyicileri, boya endüstrisinde kullanilan maddeler

 

¨Aflatoksin ( küf mantari tarafindan sentezlenir)

 

¨Nikel, krom

 

¨Sigara (nikotin, tar)

 

¨Yiyecek katkilari

 

¨Birçok ilaçlar

 

¨Parfümlerde kullanilan bazi kimyasallar

 

Fiziksel faktörlerin, kanserojen kimyasal maddelerin veya onkojenik (kansere neden olan) virüslerin konak hücre genomu ile etkilesimleri sonucu hücreler degismekte ve farkli antijenite kazanmaktadir. Bir normal hücrenin kontrolden çikarak hizla bölünmesiyle olusan kanserli hücrede birçok anormal doku antijeni belirmektedir. Tümör hücrelerinde yeni yeni antijenler olusmakta ve normal antijenlerin kaybina veya degisikligine neden olabilmektedir. Erken fötal dönemde, normalde bulunan protoonkogenlerin (kansere sebep olabilme potansiyeli olan gen) farklilasmasiyla anormal genler olusmakta ve bunlara selüler onkogenler adi verilmektedir.

 

Immün sistem (bagisiklik sistemi) ve kanser olusumu arasindaki iliski;

 

Bagisiklik sistemi kanser hücrelerinde gelisen yabanci doku antijenlerini kolayca taniyabilir ancak, tümör dokusunu organizmadan kolayca atamaz. Insanda bir saniyede bir milyara yakin hücre çogalmasi olmakta ve somatik olarak bunlarin birkaçi, günde yüzlercesi mutasyonla farkli hücreler olusturmaktadir. Bu farkli hücrelerin temizlenmesinde hücresel immün cevap mekanizmasi rol oynamaktadir. Buna, immün sistemin kansere karsi “immün denetimi” denmektedir. Immün sistem, tümör olusumunu denetlemekte, ayni zamanda tümör hücresi ve antijenlerine karsi immün cevap çikarmaktadir. Hücresel immün cevap baskilandigi zaman kanser olusumu artmaktadir.

 

Yenidogan ve yaslilik dönemlerinde immün cevap mekanizmasi zayiflamaktadir. Yaslilarda prostat kanseri, çocuklarda nöroblastoma sik görülmektedir. Immün sistemi baskilayici ilaç kullananlarda tümör olusumu riski artmaktadir. Immün sistem bozuklugu olan hastalarda da bazi kanser tipleri gelisebilmektedir.

 

Kanserden nasil korunabilirsiniz?

 

Sigara içmeyerek, beslenme aliskanliklarina ve yasam tarzina dikkat ederek, günes isinlarindan korunarak kanserden korunmak mümkün.

 

 

Sigara ve tütün kullanimindan kaçinmak:

 

Sigara ve tütün ürünlerinin akciger kanseri, agiz, yutak (farinks), soluk borusu (larinks), yemek borusu, pankreas, rahim agzi (serviks), böbrek ve idrar torbasi (mesane) kanserlerine yol açtigi kesin olarak biliniyor. Bu nedenle sigarayi içmeyerek bu kanserlerdenkorunubilirsiniz.

Sadece sigara içenler degil, pasif sigara içicileri de bu hastaliklara karsi risk altinda bulunur.

 

 

Beslenme ve diyet:

 

Bitkisel kaynakli besinlerin fazla tüketilmesi, özellikle hayvansal kaynakli yüksek yagli gidalarin sinirlandirilmasi, bitkisel yaglarin tercih edilmesi, fiziksel olarak aktif olup, egzersiz yapilmasi ve ideal agirligin korunmasi, alkol tüketiminin sinirlandirilmasi kanserden korunmada etkin rol oynuyor.

 

Günes isinlarindan korunma:

 

Bazal ve skuamöz hücreli deri kanserleri günes isinlarina maruz kalma sonucunda ortaya çikiyor. Bu nedenle günes isinindan korunulmasi ile bu kanserlerin gelisimi engellenebilir.

 

Erken tani ise yarar mi?

 

Kisilerin kendi kendini muayenesi, kontrol muayeneleri ve taramalar ile erken tani mümkün. Böylece hastaligi daha erken tani konulabildiginden tedavi sansi da yükseliyor. Buradan hareketli hiç sikayeti olmayanlar bile düzenli doktor kontrolleri yaptirmalari öneriliyor.

Erken tani için bazi öneriler:

 

 

Meme kanseri:

 

40 yas ve üzerindeki kadinlar her ay kendi kendine meme muayenesi yapmali, yilda bir kez doktor muayenesi ve mamografi yaptirmali. 20-39 yasindaki bayanlar ise her ay kendi kendine meme muayenesi yapmali, 3 yilda bir de mamografi yaptirmali.

 

 

Kalin Bagirsak Kanserleri:

 

50 yasindan sonra diskida gizli kan testi, belirli araliklarla sigmoidoskopi, kolonoskopi ve bagirsak filmi çekilebilir. (Ayrinti için doktorunuza danisiniz.)

 

Rahim kanserleri:

 

Cinsel olarak aktif olanlar ve 18 yasin üzerinde olanlar yilda bir kez PAP testi ve pelvik

 

muayene yaptirmali. Ardisik üç muayene normalse daha seyrek yapilabilir.

 

Prostat kanseri:

 

50 yas ve üzerindeki erkekler yilda bir kez doktor muayenesi ve PSA (prostat spesifik antijen testi) yaptirmali.

 

Kanserin baslica belirti ve bulgulari nelerdir?

 

Kanserin belirti ve bulgulari köken aldigi doku ve organlara göre degisir. Hatta bazen hiç belirti ve bulgu vermeden kontrol muayenelerinde kanser tanisi konulabilir.

Asagidaki belirtilere dikkat edin:

 

.Diskilama ve idrar aliskanliklarinda degisiklikler

 

.Uzun süren, iyilesmeyen yaralar

 

.Beklenmeyen kanama ve akintilar

 

.Meme veya baska organlarda elle hissedilen sislikler

 

.Yutma güçlügü veya hazimsizlik

 

.Sigil ve benlerde belirgin degisiklik

 

. Uzun süren ses kisikligi ve öksürük

 

Bu bulgular her zaman kanser demek degildir. Ancak nedenlerinin belirlenmesi için mutlaka bir doktora basvurulmasi gerekir. Kanser bulasici bir hastalik olmayip, erken tanisi ve tedavisi mümkün bir hastalik grubudur.

Tüm Blog Yazıları

post thumb

Patoloji Nedir?

03 Aralık 2024
post thumb

Biyopsi Nedir ?

03 Aralık 2024
post thumb

Kanser Nedir ?

03 Aralık 2024
Bizimle İletişime Geçin

+(0324) 325 34 00

info@mersinodakpataloji.com.tr

0%